Hatay'daki Suriyeli'lerin Plebisit Tehlikesi
Bugün Rus medyasında dehşet verici bir yazı okudum. Yazıda Hatay'a dikkat çekiyordu. Özetle kendi yorumumla paylaşmak istiyorum:
Yazıda Hatay için "Suriye'den Çalınan Şehir" olarak bahsediliyor. Fransa'nın 2. Dünya Savaşı öncesi müttefik arayışı içerisinde iken Türkiye'yi yanına almak için Hatay'ın 1939'da Türkiye'ye verildiğine dikkat çekiyor. Ancak Hatay'ın Türkiye'ye verilmesi Lozan'a teknik olarak ters düşeceği için Fransa'nın jest yaparak referandum önerdiğini vurguluyor.
Yazıda şöyle devam ediyor: Suriye yıllarca Hatay'ın Türkiye'ye verilmesi kararını tanımadı. 2011 yılı öncesi Türkiye ile Suriye'nin yakınlaşması, ortak yatırımlar planlanması (Dostluk Barajı), aradaki ilişkilerin düzelmesiyle Hatay konusu tartışmalarının rafa kalktığını; ancak 2011'den sonra Türkiye'nin Esad rejimine karşı terörist grupları desteklemesi ve ilişkilerin bozulmasıyla Hatay konusu tartışmalarının yeniden alevlendiği vurgulanıyor.
Hatay konusunu tartışmaya açan bu yazıyı değerlendirdiğimde Türkiye'deki Suriyeli sayısına yeniden dikkat çekmek istiyorum. Özellikle Hatay'da bulunan yaklaşık 500 bin mülteci ve doğum oranlarına bakıldığında nüfusları hızla artan Suriyeli'lerin memleketimiz için nasıl bir tehlike olduğunu görmek gerekiyor.
Rus medyasındaki bu yazıyla aynı anda Yahudi yazarların "Hatay'ın Suriye'ye verilmesi, bölgede Kürdistan kurulması" gibi tartışmaları alevlendirdiğini de görünce uluslararası kamuoyunda Hatay konusunda plebisit baskısı yapılacağını öngörüyorum.
Bu plebisit tehlikesi karşısında mutlaka yapmamız gereken; ülkemizdeki ve özellikle Hatay'daki Suriyeli'lerin ülkelerine gönderilmelerini sağlamaktır. Bunu sağlamanın yolu savaşmaktan değil diplomasiden geçiyor.
ONUR DÖNMEZER
Uluslararası İlişkiler
Yazıda Hatay için "Suriye'den Çalınan Şehir" olarak bahsediliyor. Fransa'nın 2. Dünya Savaşı öncesi müttefik arayışı içerisinde iken Türkiye'yi yanına almak için Hatay'ın 1939'da Türkiye'ye verildiğine dikkat çekiyor. Ancak Hatay'ın Türkiye'ye verilmesi Lozan'a teknik olarak ters düşeceği için Fransa'nın jest yaparak referandum önerdiğini vurguluyor.
Yazıda şöyle devam ediyor: Suriye yıllarca Hatay'ın Türkiye'ye verilmesi kararını tanımadı. 2011 yılı öncesi Türkiye ile Suriye'nin yakınlaşması, ortak yatırımlar planlanması (Dostluk Barajı), aradaki ilişkilerin düzelmesiyle Hatay konusu tartışmalarının rafa kalktığını; ancak 2011'den sonra Türkiye'nin Esad rejimine karşı terörist grupları desteklemesi ve ilişkilerin bozulmasıyla Hatay konusu tartışmalarının yeniden alevlendiği vurgulanıyor.
Hatay konusunu tartışmaya açan bu yazıyı değerlendirdiğimde Türkiye'deki Suriyeli sayısına yeniden dikkat çekmek istiyorum. Özellikle Hatay'da bulunan yaklaşık 500 bin mülteci ve doğum oranlarına bakıldığında nüfusları hızla artan Suriyeli'lerin memleketimiz için nasıl bir tehlike olduğunu görmek gerekiyor.
Rus medyasındaki bu yazıyla aynı anda Yahudi yazarların "Hatay'ın Suriye'ye verilmesi, bölgede Kürdistan kurulması" gibi tartışmaları alevlendirdiğini de görünce uluslararası kamuoyunda Hatay konusunda plebisit baskısı yapılacağını öngörüyorum.
Bu plebisit tehlikesi karşısında mutlaka yapmamız gereken; ülkemizdeki ve özellikle Hatay'daki Suriyeli'lerin ülkelerine gönderilmelerini sağlamaktır. Bunu sağlamanın yolu savaşmaktan değil diplomasiden geçiyor.
ONUR DÖNMEZER
Uluslararası İlişkiler
Yorumlar
Yorum Gönder