BİZİM TARİHİMİZ; 19 MAYIS!

     Yobaz AKP zihniyeti önce, terör olayları ve şehit haberlerini öne sürerek 30 Ağustos Zafer Bayramı Resepsiyonu’nu yaptırtmadı. Cumhuriyet yıkıcıları, sonra da Van depremini bahane ederek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal ettirdi.
  
      Atatürk’ün ve Cumhuriyet’in değerlerini birer birer silmek için çabalayan yıkıcılar, her sene Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıl dönümünde TSK tarafından geleneksel olarak yapılan Garnizon Koşusu’nu da trafik sıkışıklığını bahane ederek iptal ettirmişlerdi. Atatürk’ün isminin geçtiği her ortamda tüyleri ürperen korkaklar, TBMM’de ve Dolmabahçe’de nöbet tutan askeri çekerek, polisi görevlendirdi. Yıllardır Dolmabahçe Sarayı’nda Ata’ya saygı duruşunda bulunan askerlerin, 10 Kasım'da Atatürk'ün yaşamını yitirdiği odada yapılan saygı nöbetini tutması da engellendi.
  
      Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı hükümet bunlarla yetinmeyip, şimdi de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı törenlerini iptal ettirme kararı aldı. Gerekçe mi? Mayıs ayında çocuklar üşüyorlar.
  
       Atatürk’ün ismini silme çabası içerisine giren AKP’nin karanlık ortaçağ zihniyetine bir örnek olarak Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’yi de verelim. Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim üyeliğine atanan ve daha sonra Atatürkçü kurumun şerefli yükünü taşımaya cesaret edemeyip istifa eden Mümtazer Türköne, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nın Faşist İtalya’dan alınan faşist bir ritüel olduğunu” iddia etmişti.
  
      Mümtazer Türköne’nin “19 Mayıs kutlamaları Faşist İtalya’dan alınmıştır” iddiasına cevap veren Tarihçi Sinan Meydan’ın iddiaları yalanlayan araştırmalarını ve 19 Mayıs kutlamalarının kökeninin nereden geldiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.

    19 Mayıs kutlamaları nereden gelir?

     Mümtaz Türköne’nin 1930’ların faşist İtalya’sından alınma olduğunu iddia ettiği 19 Mayıs kutlamaları, 1916 yılından beri Osmanlı’da kutlanan “İdman Şenliği”nden esinlenerek gerçekleştirilmiştir. İlk kez, 12 Mayıs 1916’da Kadıköy’de kutlanan “İdman Şenliği”ni anlamak için önce Osmanlı Genç Dernekleri’ni bilmek gerekir.
  
      Osmanlı Güç (Genç-İzci) Dernekleri, gençleri bedenen ve ruhen “idmanlı” ve “formda” tutmak için 1914 yılında İttihatçılar tarafından kuruldu. Resmi okullar ve medreseler için mecburi olan Genç Dernekleri, özel okullar ve azınlık okulları için ise seçmeli olarak faaliyette bulunuyordu. Aralık 1915’te Osmanlı Genç Dernekleri’nin Genel Müfettişliği’ne Mustafa Kemal atandı. Bu atamanın temel nedeni, Çanakkale Savaşı’nın Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’le yıldızı bir türlü barışmayan Enver Paşa’nın, Mustafa Kemal’i etkisiz bir görevle oyalamak istemesidir. Ancak Mustafa Kemal “Osmanlı Genç Dernekleri Müfettişi Umumiliği” görevini gayet ciddiye alarak bazı önemli çalışmalar yapmıştır.

     Mustafa Kemal’in bu görevdeyken yaptığı en önemli çalışmalardan biri “spor ve benden eğitimi” konusunda bir rapor hazırlayıp dönemin hükümetine sunmasıdır. 1916’nın başlarında Mustafa Kemal’in Osmanlı Hükümeti’ne verdiği bu raporun 11. Maddesindeki “milli bayramların ihyası ele alınmalıdır.” ifadesi dikkate alınır. Mustafa Kemal’in bu önerisi dikkate alınarak, 12 Mayıs 1916 tarihinden itibaren  “İdman Şenlikleri” Osmanlı’da bir “milli bayram” havasında düzenlenmeye başlanmıştır. Mayıs ayında yapılan şenlikler, Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkması şerefine ayın 12’sinden 19’una kaydırılarak 20 Haziran 1938 tarihinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak kabul edilmiştir.

     Kısacası, 19 Mayıs kutlamaları, Mümtazer Türköne’nin iddia ettiği gibi 1930’ların faşist İtalya’sından alınmış “faşist bir ritüel” değil; ilki 12 Mayıs 1916’da Osmanlı’da kutlanan “İdman Şenliği”nden esinlenerek 1938’den itibaren kutlanmaya başlanmış “gençlik ve spor” bayramıdır. 19 Mayıs’ın “Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanması ise 12 Eylül döneminden sonra alınan karar olmuştur.

     Atatürk’ü ve Cumhuriyetimizin milli değerlerini silme çabası içerisinde olanlara inat; Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucuları olan Atatürk gençliği görev başında olmayı sürdürecek ve Atatürk’ün ismini yüreklerimizden silmeye cesaret edenlere şiddetle geçit vermeyecektir.
  
      Milli duygularını damarlarındaki asil kandan alan Türk Milleti önümüzdeki milli bayramları her zamankinden daha coşkulu ve daha arzulu kutlayacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Direnişi'nin Hatay'daki Kalesi: Armutlu

Kimyasal Gübre ve Tohumda İsrail'e Bağımlıyız

BOP’un Türkiye Ayağı “Kürt Baharı”

Son Dakika Haber